Her 4 kişiden biri hayatlarının bir döneminde ruhsal hastalıklardan etkileniyor. 75 yaşına gelen kişilerde ise bu oran her ikişiden biri oluyor. Tüm dünyada 500 milyonun üzerinde ruh sağlığı problemi yaşayan insan var ve ancak bunların 20de biri hatta 30da biri tıbbi yardım alabiliyor. En sık görülen ruhsal hastalıklar arasında depresyon, kaygı bozuklukları/panik atak, davranış bozukluğu, alkol/uyuşturucu kullanımı ve şizofreni yer alıyor.
Sağlığımızın ayrılmaz bir parçası olan ruh en fazlada gözardı edilen bir parçasıdır.insan var oldukça kendini önemsemelidir. Toplum olarak bu özel gün vesilesiyle ruh sağlığımızı korumaya özen göstermeliyiz bir gün değil var oldukça diyoruz.
Bunun için öncelikle bireylerin kendileriyle ilgilenmeleri, hobilerinin olması, spor yapması kadar dinlenmeye de zaman ayırması gerekiyor. Epiktetos’un MÖ 1.yüzyılda söylediği gibi “ bizi rahatsız eden –şeyler/olaylar- değil onlara kattığımız anlamlardır…
Hataların insanlar için olduğunu kabul etmek, hoşgörülü ve iyi niyetli olmanın ruh sağlığı açısından önemli olduğunu hatırlamak gerekir. Katı prensiplere sahip olmak ve tüm ihtimalleri ön görebilmeyi denemek son derece yorucu ve yıpratıcı olduğu kadar, mutlu olmamızı da engelliyor. Sorunlarla bütünleşmek yerine bunlardan ayrışmayı denemek, olayları daha kolay kontrol etmemizi ve kaygı duymamızı engelleyen bir yöntem olarak günümüz psikoterapilerinin temelini oluşturmaktadır. Hedeflerimizin gerçekçi olabilmesi, hayal kırıklığına uğramamızı engelleyeceği gibi umutsuzluğa kapılmamızı da engelleyecektir. Başkaları ve kendimizi kıyaslamamaya özen göstermeli ve öz güvenimizi korumaya çalışmalıyız.
Bir gruba veya bir topluma ait olmak insanı güvende hissettiren ve rahatlatan bir davranıştır. Fiziksel rahatsızlıklarımız kadar ruhsal rahatsızlıklarımıza da özen göstermeyi bu günün başlığı altında bir kez daha hatırlamak gerekir.
Ruhen ve bedenen sağlıklı bir yaşam dileğiyle.
10.10..2023