Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa BAKIRCI
1-31 Ocak Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla bilgilendirmede bulundu.
Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri
Rahim ağzı kanseri, Türkiye’de 3.sıklıkta görülen jinekolojik kanserdir. Ülkemizde her yıl binlerce kadın rahim ağzı kanseri teşhisi almakta, binlerce kadında rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Erken tanı ile tamamen hastalıktan kurtulmak mümkündür. Aşılama ve tarama ile rahim ağzı kanserine bağlı ölümlerin önüne geçmek mümkündür.
Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir?
Serviks, rahmin alt tarafında bulunan ve vajinaya bağlanan bir yapıdır. Rahim ağzı olarak da bilinen serviksteki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu kanser gelişir. Rahim ağzı kanserlerinin büyük çoğunluğunun gelişiminde Human Papillomavirus (HPV) olarak adlandırılan bir virüs rol oynar. HPV ile enfekte olan bazı kişilerde virüs yıllarca serviks hücrelerinde kalır ve bu hücrelerin kontrolsüz bölünmesine yol açarak kanser yapar.
Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Serviks kanseri erken dönemde herhangi bir belirti vermeyebilir. Hastalık ilerlediğinde kansere bağlı görülebilecek semptomlar ise şöyledir:
- Anormal vajinal kanama (Cinsel ilişki esnasında ya da sonrasında, adet dönemleri arasında, menopoza girdikten sonra)
- Vajinal akıntıda değişiklik
- Cinsel ilişki sırasında ağrı
- Belde veya karın alt bölgesinde ağrı
Rahim Ağzı Kanseri İçin Risk Faktörleri
Rahim ağzı kanseri, serviksteki hücrelerin DNA’sının mutasyon geçirmesiyle oluşur. Kanser hücreleri hızlı ve kontrolsüz bölünür ve zaman içerisinde tümör olarak bilinen kitleleri oluşturur. Rahim ağzı kanseri vakalarının yaklaşık %99’u HPV ile ilişkilidir. HPV ile enfekte olan bazı kişilerde virüs yıllarca hücre içinde kalmakta ve bir noktada kanser gelişimine neden olmaktadır. Ancak HPV ile enfekte olan herkeste rahim ağzı kanseri gelişecek diye bir durum söz konusu değildir. Bu da çevresel faktörlerin, yaşam tarzının da kanser gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir.
Serviks Kanserine Yakalanma Riskini Artıran Faktörler
- Çoklu Cinsel Partner: Cinsel partner sayısının artması HPV ile enfekte olma ihtimalini artırır.
- Erken Yaşta Cinsel Aktivite: Erken yaşlarda rahim ağzındaki hücreler HPV ile enfekte olmaya daha yatkın haldedir. Dolayısıyla cinsel aktivitenin erken yaşlarda başlaması kanser riskini yükseltir.
- Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: Gonore, sifiliz, HIV enfeksiyonu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara sahip olmak rahim ağzı kanseri için risk faktörüdür.
- Güçsüz Bağışıklık Sistemi: Herhangi bir sağlık sorununa bağlı olarak bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, rahim ağzı kanseri riski artmıştır.
- Sigara içmek
Rahim Ağzı Kanserinden Korunma Yöntemleri
Rahim ağzı kanseri vakalarının neredeyse tamamı HPV ile ilişkilidir. Dolayısıyla HPV enfeksiyonundan korunmak serviks kanserinden de korunmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle geliştirilen HPV aşıları ile rahim ağzı kanserinden korunmak mümkündür.
HPV aşısı hangi yaşlarda nasıl uygulanmalıdır?
- Aşı 9-26 yas arası tüm kadınlara önerilir.
- İlk cinsel ilişkiden önce uygulandığında %100 e yakın koruyucudur
- 0,2 ve 6. ayda toplamda 3 doz IM olarak uygulanır.
- Geçmiş cinsel ilişki veya HPV ile ilişkili hastalık öyküsü aşılama için engel değildir.
- Aşılama öncesi HPV testi önerilmez.
- HPV; serviks kanserinin yanı sıra boğaz kanseri, penis kanseri, anal kanser gibi kanserlere de zemin hazırlayabilir. Bu nedenle sadece kadınların değil erkeklerin de aşılanması gerekir.
- HPV aşısı Ulusal Aşılama Programına dâhil değildir.
3 tip HPV aşısı mevcuttur
- Cervarix (ikili aşı): HPV tip 16 ve 18’e karşı koruyucudur.
- Gardasil (dörtlü aşı): Rahim ağzı kanserine en sık yol açan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruyucu olmakla birlikte aynı zamanda genital siğillere yol açan HPV tip 6 ve 11’e karşı koruyucudur.
- Gardasil-9 (dokuzlu aşı): Rahim ağzı kanserine yol açan 7 HPV tipine karşı ve genital siğillere yol açan 2 HPV tipine karşı koruyucudur (HPV tip 16-18-31-33-45-52-58 ve HPV tip 6-11)
Ülkemizde Rahim Ağzı Kanseri Taraması
- Rahim ağzı kanseri olan hastaların %99,9’un da HPV DNA varlığı gösterilmiştir.
- HPV testinin negatif olması durumunda; takip eden beş yıl içerisinde rahim ağzı kanseri olma ihtimali çok düşüktür.
- Bu nedenle ülkemizde kadınlarda 30 yaşında başlayan ve 65 yaşında biten toplum tabanlı HPV bazlı tarama uygulanmaktadır (30 ve 65 yaşlar dâhil edilecektir).
- HPV ve Pap-smear testi her beş yılda bir tekrarlanır. Son iki HPV ve Pap-smear testi negatif olan 65 yaşındaki kadınlarda tarama kesilir.
Rahim Ağzı Kanseri Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Serviks kanseri tarama programı, dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de 30-65 yaş arasındaki cinsel olarak aktif kadınlara Pap Smear ve HPV DNA testi yapılmaktadır. Tarama testleri, prekanseröz olarak adlandırılan kanser öncülü durumların dahi tespit edilmesini sağlar. Taramada kullanılan temel iki test ve özellikleri şu şekildedir:
- Pap Smear Testi: Kadının serviks bölgesinden özel bir fırça yardımıyla hücrelerin toplandığı kısa bir işlemdir. Smear testi ile rahim ağzındaki anormal, kanserli, hücreler tespit edilebilir.
- HPV DNA Testi: HPV DNA testinde de serviksten hücreler toplanır. Bu hücrelerin HPV ile enfekte olup olmadığını anlamak için de HPV DNA testi yapılır.
Tarama testinde kanser açısından şüpheli sonuçlar çıkan kişiler daha ayrıntılı bir şekilde incelenir. Bu inceleme sonucu kesin teşhis konulur.
Rahim ağzı kanserinden şüphelenilen kişilerde tanı için biyopsiye ihtiyaç duyulabilir. Biyopsi için doktor, kolposkop adı verilen bir aletle hastanın serviksini olası bir anormalliğe karşı yakından inceler ve bu bölgeden doku örneği alır. Alınan örneğin patolojide incelenmesi sonucu kesin tanı konulur.
Rahim ağzı kanseri teşhisi konulduktan sonra kanserin hangi evrede olduğunu göstermek için görüntüleme yöntemlerine başvurulabilir.
Serviks kanseri tedavisi, hastalığın hangi evrede olduğuna ve hastanın yaş, genel sağlık durumu gibi özelliklerine göre değişiklik gösterir. Rahim ağzı kanserlerinde kullanılabilecek tedavi yöntemleri şu şekildedir:
- Cerrahi: Cerrahide, kanser dokusunun büyüklüğüne ve hastanın tercihine göre sadece tümör dokusunun çıkarıldığı, tüm serviksin çıkarıldığı (trakelektomi), serviks ve rahmin birlikte çıkarıldığı (histerektomi) farklı yöntemler mevcuttur.
- Radyoterapi
- Kemoterapi
- Hedeflenmiş Terapi
- İmmünoterapi
- Destekleyici (Palyatif) Bakım
Farkındalık oluşturma adına yapmış olduğu bilgilendirmeden dolayı Kadın Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa BAKIRCI'ya teşekkür eder, sağlıklı günler dileriz.
11.01.2024