SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

MESANE KANSERİ VE PASİF İÇİCİLİK

Akciğer, meme, rahim boynu ve prostat kanseri ya da lösemi kadar meşhur olmasa da mesane (idrar kesesi) kanserleri kendi seyrinde kalırsa ya da geç tanı konulursa oldukça tehlikeli ve sinsi kanserlerdir. Mesane kanseri her iki cinsiyette en sık 10. kanser iken sadece erkekler göz önüne alındığında en sık 7. kanserdir. Bu farkın oluşmasında muhtemelen erkeklerin daha çok sigara içiyor olması ve tehlikeli işlerde daha çok görev alan erkeklerin bazı kimyasallara daha çok maruz kalıyor olması etkili olabilir.

Sadece mesane kanserinde değil birçok kanserde sigara başlıca etkendir. Neredeyse insanlık tarihiyle eş bir tarihçesi olan tütün içiminin günümüzde zararlı olduğunu, başta kanser olmak üzere birçok hastalığa sebep olduğunu ya da zemin hazırladığını biliyoruz. “Benim dedem ömrü boyunca sigara içti ama 100 yaşında öldü” gibi tesadüfi argümanlar istatistiksel olarak bir şey ifade etmemekte, ne bizim ne toplumumuzun ne de geleceğimizin sağlığına herhangi bir katkıda bulunmamaktadır. Yine “garibin bi cigarası var” gibi arabesk argümanların da gariplerin bitmeyen dertlerine derman olamayacakları ve onlara baş edemeyecekleri yeni dertler getirecekleri unutulmamalıdır.

Sigaraya direkt maruziyetin yanısıra 2018 yılında yapılmış yeni bir çalışma ile pasif içicilerde de mesane kanseri riskinin önemli oranda arttığı gösterilmiştir. Bu bilgi bizim için önemli, zira Yozgat gibi birçok soğuk şehirde maalesef temiz hava sahası yasaklarının delindiğini biliyoruz veya uygulamaların göstermelik yapıldığına hepimiz şahit oluyoruz. Mesela siz bir restorana aileniz ile girdiğinizde sigara içilen alanın ortasından geçip sigarasız alana ulaşıyorsunuz. Velev ki nefesinizi tuttunuz, içeri geçip sigarasız alanda oturduğunuzu sanıyorsunuz ama iki kısım arasında bariyer olması gereken kapı hep açık bırakıldığı için o taraftan gelen sigaranın dumanı sizi sigara içenlerle aynı tehlikenin içine çekiyor.

Kanserle en iyi mücadele oluşmasını engellemek, sebep olan etkenlerle mücadele etmektir. Aksi takdirde birey kanser olduktan sonra bununla mücadele şansı olsa dahi yılları hastanelerde tedavi süreçleriyle boğuşarak geçecektir. Bu sebeple sigara ile mücadele önemlidir. Hem vatandaşın bilincinin artması hem de devletin sahadaki etkinliğini artırması bu noktada kilit unsurdur.

Mesane kanserinin en belirgin ve önemli belirtisi idrarda kanamadır. Vatandaşımız idrarında kırmızılık ya da pıhtı gördüğünde “biraz su içeyim geçer” demek yerine hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Yozgat Bozok Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği olarak mesane kanserli hastalarımıza yıllardır sağlık hizmeti veriyoruz, her türlü alet ve donanıma sahibiz. Mesane kanserli hastalarımız çevre illere sürekli seyahat etmek yerine kliniğimizde bu sağlık hizmetlerini rahatlıkla alabilirler.


Farkındalık oluşturma adına yapmış olduğu bilgilendirmeden dolayı Üroloji Anabilim Dalı Doç. Dr. Mehmet CANİKLİOĞLU'na teşekkür eder, hastalarımıza sağlıklı günler dileriz.